Arıların Dağ Evi Toros Serenleri Doğa Yürüyüşü
Toros Dağları’nın eteklerinde, taş ve ağaçla örülmüş geleneksel bilgelik… Arıların Dağ Evi – Toros Serenleri yürüyüş parkuru, yaklaşık 12,4 km’lik uzunluğuyla Elmalı’nın doğayla uyumlu yaşam kültürünü keşfetmeye davet ediyor.
Yürüyüş rotası, Elmalı kırsalında, orman içi patikalardan ve yayla yollarından geçerek, geleneksel arıcılık yapıları olan serenlerle buluşma fırsatı sunar. Bu yüksek yapılar, arıların vahşi hayvanlardan ve sert doğa koşullarından korunması amacıyla, kesme taş ve ardıç ağacı kullanılarak inşa edilmiştir.
Serenler, mimari olarak Likya tipi lahitleri andırır. Ardıçtan oyulan kara kovanlar, serenlerin gövdesine dizilir ve üst üste yığılan ahşap yapılarla yüksek çatılar oluşturulur. Elmalı Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen 5000 yıllık küp mezar planlarında seren tipolojisinin izlerine rastlanması, bölgede arıcılığın ne kadar köklü olduğunun bir göstergesidir.
Yürüyüş boyunca Toros manzaraları, yayla çiçekleri, serin kaynaklar ve eski kovan alanları görülür. Rota, orta zorluk seviyesindedir ve hem doğal zenginlik hem kültürel derinlik sunar.
Süre | 1 Gün |
---|---|
Bölge | KUMLUCA / ANTALYA |
Kategori | Doğa Yürüyüşü / Günübirlik |
Kod | T00048 |
Zorluk Derecesi (Seviye) | 2 / 6 |
Mesafe
12,408 km
Süre
6,045 saat
Min. Rakım
1.594,355 m
Maks. Rakım
2.055,068 m
Elmalı-Söğle Köyü’nün üst başında, 3070 metre yüksekliğiyle Akdağların zirvesi olan Kızlarsivrisi’ne yönünüzü dönünce, dağın sağında kalan Avdancık mevkiinde özgür tayların dolaştığı, uçsuz bucaksız otlakta yüzlerce yıldır zamana tanıklık eden serenleri görürsünüz.
Buradaki serenler; Likya tipi mezar anıtı (lahit) mimarisi örnek alınarak yapılmıştır. Adı ve yaşadığı coğrafyanın her zerresinden bilgelik süzülen, Anadolu insanın el emeği ve doğanın eşsiz uyumuyla yükselmiştir binlerce yıllık tarihi serenler. Söğle köylerinde ve köylerin Güneydoğusuna düşen Serkiz yaylasında görebileceğiniz serenler; doğanın kokusunu, tadını, bu ikisinin büyülü iksiri sayılan rayihasını mucize varlık arıların hücreleri ile harmanlayıp yaşamın hizmetine sunan birer “Dirim Evidir”.
Anadolu’da M.Ö IV yy’dan itibaren görülmeye başlayan lahitlerden 3 Bin yıl sonrasına tarihlenir. Çoğu tahrip edilmiş ve kalıntıları çalınmış Sogla Antik Kenti’nin yamacına kurulmuş serenler, lahitlerden farklı olarak kesme taş ve Anadolu insanının ‘’Şah” diyerek kutsadığı efsane ardıç ağacından yapılır. Taş ve ardıç dilmeleri ile 3-4 metre yüksekliğe ulaşan serenler, 2 metre genişliğinde dörtgen örülmüş olup, ana gövdesinin 2. metresinden sonrası ardıç kalaslarla örtülüdür.
En üstte yine içi oyularak boru şekli verilmiş ardıç kütüklerinden yapılan kovanların üst üste yığılarak oluşturulan kubbe biçimli çatısı ile tamamlanır.
Tamamı 6 metreyi bulan bu dirim evi, arıları ve balı başta ayı olmak üzere vahşi hayvanlardan ve kötü hava koşullarından korumak amacıyla yüksek yapılmıştır. Gövdede kullanılan bazı kalas uçlarının dışarıda bırakılması ile oluşan doğal merdiven sayesinde çıkılır serenlere.
Ön yüzde kapıdan küçük pencereden büyük girişten girdiğinizde karşımıza çatının sade dış kısımlarına gelen yerlerinin örttüğü bir odacık çıkar. Yöre insanları bu odacıkların arıları yazın güneşten kışın yağmur ve kardan koruyan sığınaklar olduğunu söyler. Bunları geçince çatının sağında ve solunda ardıçtan oyulan boru şeklindeki kara kovanlar sıralanır.
Elmalı Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen 5000 yıllık küp mezarlar üzerinde arı serenlerinin planı net bir şekilde görülebilir. Bu da Elmalı Ovasında yer alan arı serenlerinde binlerce yıldır bal üretimi yapıldığını açıkça ispatıdır.
Kaynakça :
Kadim Şehir Elmalı - Elmalı Belediyesi